Pazartesi, Mart 13, 2006

Tutuklu Aşk

Sevgilim,
Sana bu mektubu, seni ve beni ayıran düzenin başladığı yerden yazıyorum. Bize neyin doğru neyin yanlış olduğunun öğretildiği yerden…
Sana bir türlü soramadım. Cesaret edemedim, vereceğin cevaptan korktum.
Neden mahpushaneye düştün? Düşmek… Aslında ne güzel bir eylem! Çocukken bisikletten düşüşlerim gibi. Annem nasıl da feryat figan yaramı temizlerdi. Oysa ben nasıl da gururluydum. Daha yaram iyileşmeden tekrar koşardım bisikletime.
Nasıl mahpushaneye girdin? Bu da olmadı! Sanki seni almamışlar da sen girmeyi başarmışsın gibi. Oysa insan kendini gökyüzünden mahrum edecek neyi göze alabilir ki?
Mahpushane… Hastane, postane gibi… Yada pastane. Oysa pastanelerde sevgililer öpüşür. Bir kadının askerdeki nişanlısına gönderdiği mektubu taşır postaneler. Ve nedense hiç gitmediğim hâlde severim şifa dağıtır hastaneleri…
Nasıl düştün içeri? Şimdi diyeceksin ki “Biz içerdeyiz de siz dışarıda mısınız sanki?” Haklısın. Bizi bu duvarsız gökyüzünde mahkum ettiler sevgili. Kendimize mahkum ettiler bizi. Zira şairin de dediği gibi aşk iki kişilik ve birinin mahkumiyeti öbürüne intihar sebepleri doğurmak için yetiyor da artıyor bile…
Şimdi, şu anda fikrimin başkentindesin. Senden kurduğum cümleler dolanıyor içimde. Düşlerim oluyor kalbime değdiğin yerde. Aynı gökyüzünü paylaşabilmek; yahut bir denize, hiçbir önem taşımaksızın, öylesine bakıvermek… Kim çaldı hayallerimi?
Eskiden bilmezdim yağmurda ıslanmanın kudretini. Seninle bir yağmurda ıslanabilme ihtimalinden önce yani. Oysa ne senin olduğun yerde yağmur yağar, ne de benim olduğum yerde dört başı mahmur bir aşkın paylaşımları ıslanır. Anlayacağın bende olan sende yok, sende olan ise bendeki hayal kırıklarının asaletinden yoksun. Ve bütün bunlar küçücük şeyleri anlamlı kılmama yetiyor, sevgili.
Bir gün gelecek ve her şey seninle anılacak, biliyorum. Bir güvercinin uçuşunu da bölüşeceğiz, yeri gelecek. Bütün imgelere öz katacaksın en incesinden.
Yollarımız olacak bizim; lakin bir yere varmak için değil, yalnızca gidilmeyi hak ettiği için gidilen yollar ve sadece bilmek isteyenlerin bildiği mekanlarımız olacak. Her şey bizim ve çoğul olacak sevgili, buna inan…
Gelecek güzel günlerin ümidiyle,
Gözlerinden öperim…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok güzel...Sanki tutmuşlar, tutuklamışlar...Kimmiş o...Çok mu acı çekmiş...Çok mu düşlemiş...Çok mu özlemiş...Hani derler ya güzel çok güzel olmuşş...