Çarşamba, Haziran 28, 2006

Adamın Ölümü

“Ama”dan sonra gelen bir
“Ben de” ile son verdi yaşamına

Bir tebessüm aktı yanaklarından
Kadınlarından ve çocuklarından.
Hayatı bir suyun suretine yazdığına mı
Yoksa istediği gibi bir sonbahar akşamüstü
Ölemediğine mi üzüldü, nedir
Kimse bilemedi son sözünü
Hoş, söylemedi de belki…

Yaşarken de, severken de, ölürken de yalnızdı
Okumayın bu şiiri…

----------
Adam öldüğüne göre: Sevda Sözleri rumuzlu Özgür Kınay, şehir dışında olacağından 9 gün kapalıyız :)

Pazar, Haziran 25, 2006

Adamın Problemi

Soru:
Cüzdanındaki tek şey
Kokoreççiden alınmış
Yırtık bir para üstü ise
O yırtık para üstü ile
Gecenin bir yarısı
Ne yapılabilir?

Cevap:
Aşık olunabilir, misal

Sağlaması hata veriyor cevabın
Okumayın bu şiiri…

Perşembe, Haziran 22, 2006

Adamın Kabahati

Güzel cümleleri olan
Güzel çocuklardık biz
Baktıkça yüzün olurdu
Konuştukça gözlerin
Kimi zaman mecazdın sohbetlerde
Çoğu zaman büyüleyici tezat…

Ve şimdi bu söz sanatının orta yerinde
Desem ki sana: Neden bu yolculuk?
Farkındayım, haksızlık olur
Zira kabahatin çoğu bizde, amenna!
Fakat bir şey eksik, çok belli
Eski bir mevsim saklı yağmurunda…

Sokak lambasını anlat, demişti oysa
Okumayın bu şiiri…

Pazar, Haziran 18, 2006

Adamın Eksiği

Sen,
Çocuk gibi hür
Anne gibi vakur
Ve el yazması gibi
Nakış.
Ben,
Çocuk gibi vakur
Anne gibi hür
Ve nakkaş gibi
Özgür.

Biz,
Biraz çocuk
Biraz anne
Biraz nakış
Biraz nakkaş
Ve çokça
Sandığından çıkmamış
Bembeyaz gelinlik.

İki mısrası eksik kaldı
Okumayın bu şiiri....

Perşembe, Haziran 15, 2006

Adamın Bedduası

Nerden bilirdim
Ben uyurken bu şehrin
Bembeyaz giyinip de kış günü
Bana mısralar biriktirdiğini…

Yarım kaldı bedduam
Okumayın bu şiiri…

Pazartesi, Haziran 12, 2006

Adamın Şiirleri

Adamın Şiirleri, beş şiirden oluşan bir seridir. Bir kadın için ve o kadının isteği üzerine yazılmış, yaşanmışlıklar ve hikayeler üzerine kurulu bir mısra kalabalığıdır.
Sevda Sözleri, Adamın Şiirleri serisinin yayımından sonra yaz tatiline girecektir.
Sonbaharda kaldığımız yerden devam etmek üzere.

Yağmur Damlası'na...

Perşembe, Haziran 08, 2006

Başlıksız

Kısa cümleler kurmak istiyorum bugün. Uzun ve süslü edebiyat cümleleri de kurabilirim. Yaparım bunu, biliyorum. Ama bugün sade olmak istiyorum. Seninle konuştuğum 3 dakika 46 saniye gibi. Öylesine söylenmiş sözlerle anlatmak istiyorum aşkı. Satır başı yapmak da istemiyorum. Böyle tek parça hâlinde akıp gitsin her şey. Okuyan anlıyor zaten bu cümleleri. Öyle kasmaya gerek yok. Senin gibi duru bir hayat istiyorum. Huzur istiyorum. Rahat istiyorum. Bir yerlere yetişmeyi isterdim eskiden şimdi… Bu cümleyi yarıda kesiyorum. Çünkü kesmezsem uzun olacak. Oysa ben uzun cümleler istemiyorum. Saçların gibi tekdüze olsun bu yazı. Gölge de yakışıyordu sana. Ama ben en çok her hâlini sevdim saçının. Böyle süslü cümleler kurmak istemiyorum. Ama dayanamadım işte yine yaptım. En çok her hâli sevilmez bir kere. Anlatım bozukluğu işte. Evet, şimdi karar verdim. Bugün anlatım bozukluğu yapmak istiyorum. Bu yazı bana yakışmadı, farkındayım. Artık beni okumayabilir insanlar. Ama ben okunmak istemiyorum. Ben sana yazmak istiyorum sadece. Yalnızca yazmak. Bir gün ileriki medeniyetler bulsun bu yazdıklarımı. 21.yüzyıla ait bir edebi eser falan sansınlar. Müzeye koysunlar. Beni de hep böyle yazılar yazan bir adam sansınlar. Yalnızca ikimiz bilelim içimdeki satırları. Bugün canım yanlış bilinmek istiyor. Yanlış tanınmak istiyorum herkes tarafından. Yanlış anlaşılmak istiyorum. Sana verebilecek çok şeyim kalmadı. O yüzden bugün senden almak istiyorum mesela. Bana güzel bir şey söyle. Öyle bir şey söyle ki… Bu cümleyi yarıda kesiyorum. Çünkü çok güzel tamamlayabilirim. Herkes yorum yapabilir üstüne. Okuyanları düşüncelere salabilirim. Cümlenin ağırlığı ezebilir çok kişiyi. Ama ben satır arasında bir adam olmak istiyorum bugün. Bu cümle uzun oldu. Ama dönüp düzeltmek istemiyorum. Yanlış yapmak istiyorum. Hem de bile bile yanlış yapmak. Sonra da en yüzsüz hâlimle düzeltmemek. Bugün aşık olmak istemiyorum.
satır başı - Seni seviyorum.

Pazartesi, Haziran 05, 2006

Rutubet

Dudaklarındaki yağmurlarda sönen
Bir yangın yeri yüreğim
Ve küllerimi bıraktığım yer
En derin köşesi
Ağzındaki rutubetin…

Perşembe, Haziran 01, 2006

Onur İçin

Aşka nefes nefese koşan
Yılgın ve serseri bir akşamın orta yerinde
Aynı çocukluğu kaldırımlara
Birlikte bıraktık
Ve anı defteri kısmına mozolenin
Masum soluklarımızı
Ve yahut kardeş payı sigaralarımızı
Yazdık
Ayıp olmasın diye İstanbul’a…

----------
Onur kardeşime, Zimbab'a selam olsun...