Perşembe, Mayıs 18, 2006

Neden Sanat?

Yıllardır süregelen kısır bir tartışma vardır, hani lisede münazara konusu arandığında akla ilk gelenlerden : Sanat için sanat mı, toplum için sanat mı?
Aslında ne kadar klişe olmuşsa da bu tartışma, kökeni bakımından bir sanatçının bütün sanat yaşamına yön verebilecek kadar etkilidir.
Öncelikle tartışmayı yarattığı çakışmadan ele almaya başlarsak: Sanat ve toplum birbirinden bu kadar ayrı mıdır ki bir faaliyet hem sanata hem topluma hizmet edemesin? Bu durumda zaten baştan “toplum için sanat” olgusunu saf dışı bırakmış olmuyor muyuz?
Sanırım bu noktada sorun, dönüp dolaşıp toplumların sanat anlayışına, zenginliğine ve entelektüel seviyesine gelip dayanıyor.
Fakat ele aldığım çerçevede bu, beni ilgilendiren bir sorun değil. Zira benim ilgilendiğim, bu görüşler arasında yaratılan çatışmanın orta yerinde kalan bir sanatçının, hele ki yolun başındaysa, başına gelebileceklerdir.
Sanatçı, kendi kendine bu soruyu sorduğu zaman verdiği cevaba göre mısraları değişmeye başlar. Örnek aldığı, etkilendiği şairler dahi değişir. Değiştikçe kapıldığı seli daha bir benimser. Ve kendini ait olduğu grubun dışından soyutlamaya başlar.
Bazı sanatçılar ise kapıldığı bu selden tam tersi bir çıkış yapar : Tepki doğurur.
Örneğin Orhan Veli diye bir adam çıkar biçime tepki olarak Garip akımını ortaya atar. Ama bu durum asla ve asla şairin diğer akımlarla küsmesini gerektirmez. Onlarla barışık hâlde, kelimelerle duyguları ifade etme adına tek farkın metot olduğunu bilir.
Bu durumda en başa dönersek, tartışmanın temeli çöker. Zira hiçbir zaman toplum, sanattan soyutlanamaz. Global şiirin modern potada eritilerek ulusal şiire dönüşmesi aşamasında kapıldığı selin dışındaki dünyayı görebilen ve buna tepki verebilen şair gerçek şairdir.
Ve tam da bu noktada özgünleşme başlar. Özgünleşme ile birlikte karakterin kelimelere yansıması gelir. Kelimelerle birlikte şair olgunlaşır ve toplumun asli bir ferdi olarak sosyal hayatta yerini alır. Nihayetinde de şair ve sanatı, toplumun içinde büyüyerek toplumsal sanata hizmet eder.
Ben hiçbir zaman bu kararsızlığı yaşamadım. Zira her zaman için bir tepki arayışında oldum. Ancak gördüm ki günümüzde bir tepki arayışı ancak uç teorilere karşı çıkan bir uzlaştırıcı teori ile mümkün olabilecektir. Bu sebepledir ki benim şiirimde Cemal Süreya da vardır, Orhan Veli de…
Düz yazı satırlarının alt alta gelmesi ile oluşturulmuş basit arabesk edebiyatı ile dünya şiirinden soyutlanmış biçimci, kafiyeci, muhafazakâr bir eski edebiyatı arasında doğan ve gelişen bir tepki akımı ile ancak ve ancak hem topluma hem de sanata hizmet edilebilir. Zira bilinmelidir ki sanat toplumu, toplum da sanatı büyütür.
Dünya meselelerine ve sanata karşı kişisel tavrı ile tepkili olabilen her şair, başlı başına özgünleşme ile hem toplum hem de sanat için sanat yapar. Ve işte o zaman sanatçı olur…
----------

Sevda Sözleri rumuzlu Özgür Kınay, 22 Mayıs 2006 Pazartesi tarihine kadar şehir dışında olacağından, geçici olarak kapalıyız :)

8 yorum:

uzay dedi ki...

muhittin amcanın kayıgını calmıslar:( uzaklara acılma hayalimiz suyamı düştü yoksa..

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Yeditepe İstanbul dedi ki...

Sevgili blog halkı,
Öncelikle geri geldim :)
Ama malesef bir şey karşısında üzgünüm ki o da yazılarıma yapılan dayanaksız eleştirilerdir.
Ben bunları yine de alıp saklıyorum. Hepsi bende aynen kayıtlı ve defalarca okuyup (ne kadar dayanıksız da olsa) feyz almaya çalışıyorum.
Lütfen sadece "iyi niyetli" kişiler yorum yazsın bu foruma.

Ayrıca şunu da belirtmke isterim ki son iletim asla kendimi bir sanatçı veya şair gibi gördüğüm anlamına gelmesin. Zaten yakınımdakiler bu konudaki vakarımı bilirler.

Saygılar, sevgiler ;)

Gamzeli dedi ki...

hani daha gelmedin mi?

Yeditepe İstanbul dedi ki...

Geldim efendim.
Bu akşam yazı eklerim herhalde.
Takip etmenize de ayrıca sevindim. Takip ediliyorum demek ki. Ne büyük onur. Tekrar sağolun.

onur dedi ki...

hep bi söylevim vardır
kişi bişeyler üstünde yorumda bulunacaksa ya da daha da ileri gidip iddialar atacaksa ortaya
konuya ziyadesiyle hakim ve de o mevzunun yıllardır içersinde olmalıdır ki
söyledikleri ya da yazdıkları gerçek anlamda ciddiye alınabilsin
kişi aşkla ilgili atıp tutabilir
cünkü gercekten asık olduysa hakkıdır konusmak
her hücresiyle hissetmiştir o duyguyu
ama sanat üzerine yapılacak tartısmaları gercek sanatcılara bırakmak taraftarıyım ben
sanat için sanat ya da toplum için sanattan yana olsun farketmez
sanatcının yaptığını ya da düşündüğünü destekleyecek hep gecerli bi sebebi olacaktır
o yüzden bu hususu da tartısmak o okul münazaralarında ki süt siyah mıdır beyaz mı mevzu kadar abesle iştigal etmekten ibarettir

vaay be kaç tane cümle kurmuşum bi ciddiyetsizlik yok
takdir ettim kendimi ;p

Adsız dedi ki...

Greets to the webmaster of this wonderful site! Keep up the good work. Thanks.
»